çok çok - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

çok çok



Bedeutungen von dem Begriff "çok çok" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çok çok at the most adv.
çok çok dreadfully adv.
çok çok extra adv.
çok çok at most adv.
çok çok at the very most adv.
Colloquial
çok çok if that expr.
Idioms
çok çok ever so much expr.

Bedeutungen, die der Begriff "çok çok" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
çok az iş/çalışma/emek lack of work n.
çok yönlülük versatility n.
çok gayret etmek strain v.
çok korkutmak terrify v.
çok yakın (ilişki/kimse) intimate adj.
çok renkli multicoloured adj.
çok renkli multicolored adj.
çok pis filthy adj.
çok önemli crucial adj.
çok fazla too much adj.
en çok most adj.
çok komik too funny adj.
çok komik very funny adj.
çok komik so funny adj.
çok yönlü versatile adj.
çok önemli vital adj.
çok kolay very easy adj.
çok büyük colossal adj.
az çok more or less adv.
pek çok very much adv.
çok many adv.
çok very adv.
çok much adv.
çok az too little adv.
General
çok zengin işadamı baron n.
çok pısırık kimse wimp n.
çok satılan kitap bestseller n.
az yoran ve çok kazandıran iş rocking chair job n.
çok selülozlu yiyecek roughage n.
çok resmi toplantılarda giyilen elbise full dress n.
her yöne birden çok yolun olduğu otoyol superhighway n.
çok iyi alpha plus n.
çok istenilen şey prize n.
çok kesif yapılı dağ grubu massif n.
çok dayanıklı bir seramikten yapılan tabak stoneware n.
çok ince kumaş zephyr n.
çok kolay piece of cake n.
çok büyük sayı number of many figures n.
çok kısa süren şey snatch n.
çok para pots of money n.
çok dilde basılmış kitap polyglot n.
çok kötü olma ickiness n.
çok uzun bir eteğin yerde sürünen kısmı train n.
akrobatların taktıkları çok uzun ayaklar stilt n.
çok miktar lot n.
çok güzel kız very beautiful girl n.
çok fazla surfeit n.
çok adresli kod multiple access code n.
çok tiz falseto şarkısı söyleyen kimse yodeller n.
çok ufak tatarcık olma punkiness n.
çok sevilen şiirler favorite poems n.
çok dikkatlilik meticulousness n.
çok kısa radyo dalgaları veren bir lamba magnetron n.
çok miktar load n.
çok yönlülük versatility n.
başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş a long shot n.
çok kötü olma atrociousness n.
çok bilmiş smart aleck n.
aktarmasız biletin fiyatını kırmak için çok sektörlü bir yolculuk için ayrı biletlerin basılması split ticketing n.
çok anlamlılık amphiboly n.
çok yakın dost alter ego n.
hayat hakkında çok şey bilme sophistication n.
çok işlevli multi mission n.
çok etkileyici bir cevap (tartışmada) masterstroke n.
çok uzun veya sonsuz zaman eon n.
çok sesli şarkı glee n.
çok şey great deal n.
çok aşamalı kurutucular multistaged dryers n.
çok içki içme splice n.
çok az miktar driblet n.
sibirya'da çok geniş alana yayılan iğne yapraklı ağaçla kaplı bölge taiga n.
en çok satılan best seller n.
çok kötülük awfulness n.
çok kolay şey cinch n.
çok ince deri parçası blype n.
çok içki içme boozing n.
çok sayıda yolcu taşıyan ve uzun yolculuklarla turlarda kullanılan motorlu, büyük kara taşıtı coach n.
çok geniş ve çeşitli bilgi erudition n.
çok büyük beden outsize n.
çok hafif vuruş tip n.
birden çok kişinin sorumluluğu joint tort feasors n.
büyük ve çok zehirli bir asya katıryılanı daboia n.
çok soğuk olma frostiness n.
çok içme swilling n.
çok iyi bir iş a plum job n.
çok katlı epitel stratified epithelium n.
çok memnun etme enrapturing n.
çok özel hava koşullarında güneş veya ay etrafında ışık çemberi halo n.
çok dil bilen kimse polyglot n.
çok kasvetli olma lugubriousness n.
çok basamaklı multiechelon n.
birden çok girişe olanak veren vize multiple entry visa n.
çok komik şey panic n.
çok uluslu şirketler multinational corporations n.
çok tecrübeli kimse veteran n.
çok katlılık multiplicity n.
çok derin kanyon gulf n.
suyun yüzeyini ancak kıpırdatan çok hafif bir esinti cat's paw n.
çok küçük miktar fraction n.
çok büyük whacker n.
çok tanrıcılık polytheistic religions n.
çok ağır söyleyiş drawl n.
çok para serious coin n.
en çok sevilen favorite n.
çok şey much n.
birbirine çok bağlı topluluk phalanx n.
çok tiz ve anlık elektronik ses bleep n.
çok nazik ve ince bir dille yazan euphuist n.
çok miktar large amount n.
çok büyük miktar profusion n.
çok ölçütlü karar verme multiple criteria decision making n.
kendi görünüşünü çok beğenme vanity n.
çok katlı decker n.
çok başlı yılan hydra n.
çok kocalılık polyandry n.
çok boyutlu dil multidimensional language n.
çok dayanıklı filmlerin ve kimi sentetik kumaşların yapımında kullanılan bileşiminde iki alkol drubu bulunan madde glycol n.
çok emek isteyen iş a demanding job n.
çok katlı molekül tutma multimolecular sorption n.
çok dağınık yer tip n.
çok eşli polygamist n.
çok güzel kız peach n.
çok ufak arpacıksoğanı pearl onion n.
neredeyse kontrolden çıkmak üzere ve çok yayılmış olan salgın hastalık pandemic n.
çok ufak bir delil a scrap of evidence n.
daha çok filipinler'de görülen küçük otobüs jeepney n.
çok küçük parça grain n.
çok ince ipek kumaş grenadine n.
çok soğuk olma durumu frostiness n.
çok öfkelenme seeing red n.
çok yorulma jading n.
çok pis ve düzensiz yer sty n.
çok eşle evlilik polygamy n.
çok ince mum taper n.
çok kolay şey doddle n.
çok büyük olma immensity n.
çok sayı scores n.
çok fena düşüş cropper n.
çok önemli a matter of life or death n.
çok kolay iş child's play n.
çok kalitesiz şey stinker n.
çok miktar slue n.
çok ince bir tür bürümcük gossamer n.
çok dikenli (çalı) thorn n.
bolluk (çok olma) copiousness n.
çok eşli kimse polygamist n.
çok küçük miktar grain n.
çok miktar slew n.
dinine çok bağlı olan kimse devotee n.
sesi çok doğal bir şekilde verme high fidelity n.
çok heceli sözcük polysyllable n.
çok uzun zaman blue moon n.
aşırı çok renklilik overdiversification n.
çok sık kullanılan laf tag n.
çok tatlı olma oversweetness n.
çok sevinme exulting n.
orijinaline çok benzeyen taklit slavish imitation n.
çok iş overwork n.
çok fazla endişelenen worrywart n.
çok kaynamış yumurta hard boiled egg n.
belirli bir konuda çok tecrübeli kimse veteran n.
çok yönlü satıcı multivendor n.
çok uzakta ultima thule n.
çok dilli sözlükler polyglot dictionaries n.
kesirli çok etkenli deney tasarımı fractional factorial design n.
çok tecrübeli kimse (belirli bir konuda) veteran n.
çok önemli a matter of life and death n.
çok zeki kişi brainiac n.
insana çok sıkıntı çektiren iş ordeal n.
çok kısa bir mesafe step n.
çok yiyip içmekten sakınma abstemiousness n.
çok sade bir çeşit kadın elbisesi shift n.
çok erkekle evlilik polyandry n.
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri spouse n.
çok tecrübeli man of the world n.
çok yetenekli kimse highflyer n.
en çok nefret edilen pet hate n.
çok yumuşak supersoft n.
çok tiz bir ses squeal n.
çok büyük çoğunluk vast majority n.
çok soru soran kimse questioner n.
evin bir yanında bulunan ve üç yanı camla çevrili çok güneşli oda solarium n.
çok olma abundance n.
en çok satılan kitap best seller n.
çok tatlılık oversweetness n.
çok eletronlu yapılar kuramı many electron theory n.
çok komik şey scream n.
çok geniş bir alan sweep n.
iki ya da daha çok uçağın uçma yeteneğinin birbiriyle kıyaslanması flyoff n.
en çok nefret edilen pet aversion n.
çok katlılık voluminousness n.
çok para kazanan big earner n.
çok büyük şey spanker n.
çok sayıda insan kaybına sebep olan yangın holocaust n.
çok tavşan bulunan yer warren n.
çok leziz yiyecek ambrosia n.
çok sevinme joy n.
çok çeşitlilik smorgasbord n.
çok tanrılı dinler polytheistic religions n.
çok para kazanan big income earner n.
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ primrose evening oil n.
çok sayıda scores n.
çok kanatlı uçak multiplane n.
çok ufak peewee n.
bir konuya yönelik dersler ve çok yönlü eğitim one point lessons and swiss army instruction n.
çok kullanılan bir deyim byword n.
çok miktarda kayıt voluminous records n.
çok uzun zaman eon n.
yüne daha çok benzeyen woollier n.
alışılandan çok daha bol bumper n.
çok az para chickenfeed n.
çok fazla bellyful n.
çok miktar round figure n.
çok miktar considerable amount n.
çok uluslu şirketler transnational companies n.
ayinlere çok önem veren kimse ritualist n.
çok çocukluluk philoprogenitiveness n.
çok sevilen (kimse/şey) idol n.
çok aileli harap bina rookery n.
devasa ve çok çirkin şey monstrosity n.
çok bilmiş smart alec n.
çok ufak parça fleck n.
çok kötü durum ruin n.
talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman sailing ticket n.
bir şey yapmayı çok isteme the urge to n.
çok eşlilik polygyny n.
çok amaçlı sınıf multipurpose grade n.
iliği çok olan kemik marrowbone n.
çok iyi funkiness n.
çok tanrıcılık polytheism n.
televizyonun en çok izlendiği saatler prime time n.
kayık arkasından çekilen çok çengelli olta trawl n.
en çok beğenilen favorite n.
çok para a great deal of money n.
çok miktar heap n.
çok bilmiş smart al·eck n.
çok nemli hava damp air n.
çok eski zaman time immemorial n.
çok para getiren moneymaker n.
saat dilimlerini çok hızlı geçmekten kaynaklanan bedensel ritim bozukluğu jet lag n.
birden çok dil bilen kimse polyglot n.
çok kütleli etki many body effect n.
çok köpüklü bira weiss beer n.
iki veya daha çok şirketin birleşmesi merger n.
çok sevinme jubilation n.
çok büyük ve kaba gemi hulk n.
çok süslü olma ornateness n.
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ evening primrose oil n.
çok küçük olma minuteness n.
suda veya çok nemli toprakta yetişen bitki hydrophytic plant n.
ayin ve törenleri çok önemseme ritualism n.
ile dolu (çok) abounding in n.
çok iyi şans best of luck n.
çok taraflı anlaşmalar multilateral agreements n.
çok komik damned funny n.
çok katlı spektral çizgi multiplet n.
çok eşli adam polygynist n.
çok önemli kişi very important person n.
çok ucuz otel dosshouse n.
çok ince dal (kesilmiş) switch n.
çok zengin ve lüks hayat yaşayan nabob n.
çok katlı otoyol kavşağı spaghetti junction n.
çok hücreliler multicellulars n.
çok eşlilik polygamy n.
çok emin olma cocksureness n.
çok zengin tüccar merchant prince n.
eski roma'da çok büyük arazi latifundia n.
çok istenen şey prize n.
çok taraflı zarar collateral damage n.
çok yıldız multiple star n.
çok katlı yassı epitel stratified squamous epithelium n.
az çok sınırları belli olan toprak parçası region n.
çok büyük heykel colossus n.
suyun en çok yükseldiği nokta high water mark n.
çok kötü olma beastliness n.
çok ucuz otel flophouse n.
çok büyük boyutta integrasyon very large scale integration n.
çok rağbet gören şey rage n.
çok dikkatlilik persnicketiness n.
çok zeki kadın minerva n.
çok büyük sayı myriad n.
çok tanrılı din polytheistic religion n.
çok gürültülü ve kargaşalı bir yer bedlam n.
çok iyi bir iş a plum post n.
çok miktar mickle n.
çok kolay iş snap n.
çok fazla içki içilen süre binge n.
çok önemli big deal n.
çok dayanıklı bir seramik türü stoneware n.
çok para too much money n.
çok ince olma etherealness n.
çok güzel kimse vision n.
çok büyük tanker gemi supertanker n.
çok yüksek ısı white heat n.
çok tehlikeli bölge no man's land n.
çok usta kimse wizard n.
çok tutumlu scotch n.
çok konuşan yapper n.
çok ürünlü reklam multiproduct advertising n.
nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşama asceticism n.
çok güzel kız a peach of a girl n.
çok uzun süre aeon n.
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar champagne powder n.
çok ucuz şey snip n.
zamanı çok hassas dilimler halinde ölçen alet chronometer n.
çok düzeyli birleştirici multiplexer n.
çok taraflı görüşmeler multilateral talks n.
çok sıcak gün broiler n.
çok şiddetli arzu lust n.
çok ilişkili kayıtlar dosyası lattice file n.
çok az ücret pittance n.
çok değişen manzara kaleidoscope n.
çok önemli durum key position n.
çok küçük bir miktar smidgin n.
çok soru sorma inquisitiveness n.
çok yıllık bitki perennial n.
çok yüksek ses stentorian n.
çok para big money n.
çok okunan gazete popular newspaper n.
çok yanlılık multilateralism n.
çok rağbet gören meslek crowded profession n.
çok farklı quite a change n.
çok yüksek sıklık very high frequency n.
çok sesli polyphony n.
çok çalışan trimer n.
çok şey isteyen gracioso n.
çok zengin kişi nabob n.
en çok satan kitaplar bestseller n.
en çok satanlar bestseller n.
çok büyük farklılıklar significant differences n.
çok büyük farklılıklar great differences n.
çok güçlü bir yumruk haymaker n.
çok hızlı hareket eden blue streak n.
çok ince kuştüyü crinet n.
çok ince kuştüyü crinel n.
çok satan yayınlar best sellers n.
çok az fark a minor difference n.
çok zaman plenty of time n.
çok kolay bit of cake n.
çok kolay simple job n.
çok kolay easy task n.
çok kolay slice of cake n.
çok kolay child's play n.
çok çalışan kimse hard worker n.
çok amaçlı un all purpose flour n.
çok çocuklu aile family with more than one kid n.
çok çocuklu aile parents with more than one kid n.
üzerinde çok durma overemphasizing n.
üzerinde çok durma overemphasising n.
çok kez heaps of times n.
çok kereler plenty of times n.
çok kere heaps of times n.
çok gezen kişi rolling stone n.
çok kısa bir süre point in time n.
çok ince çatlak hair line n.
çok para harcayan big spender n.
çok yaşlı kimse methuselah n.
çok fazla miktarda hatful n.
çok kaliteli/etkileyici kimse class act n.
çok fonksiyonluluk multifunctionality n.
çok yakınlık close proximity n.
çok bilgisayar kullanan power user n.
çok sevilen hit n.
çok iyi işitme acute hearing n.
en çok satılan (kitap vb) best seller n.
çok enerjik kimse demon n.
çok eşlilik sistemi polygamy n.
çok ince levha folio n.
çok ince levha foil n.
afrika'nın güneybatı kıyılarındaki çok güçlü kuzey-güney akıntısı agulhas current n.
çok maksatlı yapıştırıcı all-purpose glue n.
çok bölümlülük many-sidedness n.
üzerinde çok fazla düşünülmeden oluşturulmuş fikir ill-thought n.
çok kısımlılık many-sidedness n.
çok yakından alınan fotoğraf close-up n.
çok kazanç getiren iş money-spinner n.
çok tecrübeli biri war-horse n.
birbirinden çok farklı çeşitleri içeren mingle-mangle n.
en çok güvenilen kimse right-hand man n.
çok disiplinli ve etkileşimli sektörler multi-discipline and cross sectors n.
çok partili sistem multi-party system n.
çok güzel ve rahat bir yer shangri-la n.
çok küçük konut vest-pocket housing n.
çok taraflı anlaşma multi-lateral agreement n.
çok katlı otopark multi-storey car park n.
çok elyaflılar anlaşması multi-fibre agreement n.
üç veya daha çok taraf arasında yapılan anlaşma multi-lateral agreement n.
çok önemli olmayan ve üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi gerekmeyen no-brainer n.
çok partililik multi-party system n.
birden çok tekne kısmı olan gemi multi-hull n.
çok çocuklu aile multi-child family n.
kökleri hristiyanlık öncesine dayanan yeni-pagan çok tanrılı dini inanış wicca n.
çok yumuşak extra mild n.
çok sevilen kimse idol n.
çok sevilen kimse şey idol n.
çok yüksek düşünce bathos n.
çok önemli iş adamı baron n.
çok iyi şey beauty n.
çok büyük mutluluk bliss n.
çok karlı iş bonanza n.
en çok satılan kitap bestseller n.
çok iyi kişi beauty n.
çok pis yer cesspool n.
çok basit görev doddle n.
çok yönlü olma miscellaneousness n.
işi az parası çok görev sinecure n.
görevine çok bağlı kimse sharpy n.
o zamandan bu zamana çok şey değişti a lot of water has flowed beneath the bridge n.
çok katlı mağaza multi-storey shop n.
çok gözlü boru manifold n.
çok küçük başlı çivi lost-head nail n.
çok genç yaş tender age n.
çok yetenekli kimse whizz n.
çok yetenekli kimse maven n.
çok yetenekli kimse whiz n.
çok kiracılı ucuz apartman tenement n.
çok yetenekli kimse sensation n.
çok yetenekli kimse champion n.
çok yetenekli kimse virtuoso n.
çok yetenekli kimse ace n.
çok yetenekli kimse mavin n.
çok yetenekli kimse hotshot n.
çok revaçta (zengin) olan ünlüler glitterati n.
çok önem verilen yer a mecca n.
çok karılılık polygamy n.
çok eşlilik plural marriage n.
çok katlı kapalı otopark multi story parking garage n.
çok uluslular multi-nationals n.
çok uluslu teknik imkanlar multinational technical means n.
çok az azalma slight reduction n.
isim çok kısa name is too short n.
çok küçük farkla kazanılan zafer razor-thin victory n.
çok az düşüş slight reduction n.
çok düşük azalma slight reduction n.
çok soğuk iklimler extremely cold climates n.
emzirici hayvanların çok yavrusu olduğu durumlarda tüm yavruların emzirilmesini mümkün kılmak üzere yavruları belirli bir sıraya göre meme uçlarına yerleştirme nurse sow n.
çok inançlı dünya multi-faith world n.
çok dinli dünya multi-faith world n.
çok katlı sinema cineplex n.
çok sayıda arkadaş many friends n.
çok satan yazar best-selling author n.
çok satan yazar best-selling writer n.
çok fazla nefret so much hate n.
çok az yağlı diet very low-fat diet n.
çok çengelli yapay yem plug n.
en çok satar olma bestsellerdom n.
en çok satarlık bestsellerdom n.
çok kuşaklı aile multi-generational family n.
çok kriterli karar verme modeli multi-criteria decision-making model n.
çok ağır hakaret gross insult n.
khazad-dum'da bulunan hafif ve çok dayanıklı bir maden mithril n.
beysbolda çok sayıda iyi vuruşun yapıldığı oyun slugfest n.
çok çeşitli/kapsamlı hizmetler a full range of services n.
çok zor bir karar a very difficult decision n.
çok miktarda yasadışı mal vast quantities of illicit substances n.
çok gizli bir birim a top-secret unit n.
çok gizli rapor confidential report n.
tüm zamanların en çok tutulan müzik kutusu most popular jukebox model of all time n.
iki kişinin de çok istediği halde yapamadığı bir şeyi belki karşıdaki kişi teklif eder diye birbirleriyle bakışması mamihlapinatapai n.
iki kişinin de çok istediği halde yapamadığı bir şeyi belki karşıdaki kişi teklif eder diye birbirleriyle bakışması mamihlapinatapei n.
çok kapılı buzdolabı multi-door refrigerator n.
çok parçalılık multipartiteness n.
çok güzel olan yer/nokta beauty spot n.
çok yaramaz çocuk menace n.
erkek arkadaşların birbirlerine çok yakın olması bromance n.
çok küçük mikrofon subminiature microphone n.
çok gizli bir muhbir a well-hidden informer n.
haftanın en çok izlenen maçı the most watched game of the week n.
en çok tekrarlanan değer most repeated value n.
çok kazanan müzisyen high-earning musician n.
çok sıkıcı rather dull n.
çok kısa bir süre split second n.
çok yönlü iletişim multidirectional communication n.
en çok unutulan kriz the most forgotten crisis n.
çok çeşitlilik pluriformity n.
(çok) hızlı şekilde ilerleyen hastalık rampant disease n.
çok bacaklı sapan multi leg sling n.
birleşik krallık müşterek ve çok uluslu terimler ve açıklamaları sözlüğü uk glossary of joint and multinational terms and definitions n.
çok kaza olan yer an accident black spot n.
çok etkileyici kimse/şey blockbuster n.
çok az beans n.
içerisinde pek çok ada adacık kayalık bulunan deniz archipelago n.
kendine çok güvenme assurance n.
çok sarsan araba boneshaker n.
çok etkili şey blockbuster n.
en çok satan kitap best seller n.
çok belirgin ima broad hint n.
kiliseye çok bağlı olan churchy n.
en çok söylenen örnekler most telling examples n.
çok küçük kasaba a very small town n.
çok büyük bir hata pratfall n.
çok eskiden langsyne n.
çok yönlü sistem versatile system n.
çok tiz falseto şarkısı söyleyen kimse yodeler n.
en çok beğenilen favourite n.
çok para getiren money-maker n.
en çok sevilen favourite n.
çok renklilik colourfulness n.
çok ince olma aetherealness n.
çok girişli vize multiple entry visa n.